MHP ve "DOKUZ IŞIK DOKTİRİNİ" "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur ve olamaz da. Ey Türk kendine dön, hemde titreyerek. Sözümüz Türk oğlu Türk olanlaradır... Bu devleti yıkanlar (Osmanlı imp. kastedilliyor bn.) Rum-Ermeni-Yahudi dönmeler, Kürtler- Çerkesler-Boşnaklar ve Amavutlardır... Sen bir Türk olarak daha ne kadar tahammül edeceksin bu pis azınlıklara. At içinden Çerkezi gitsin Kafkasına, at içinden Ermeniyi, at öldür Kürdü içinden, yok et tüm Türk düşmanını" (MHP Ana Davasından) Yukarıdaki alıntılar esas olarak MHP'nin nasıl bir parti olduğunun kısa bir özetidir. Bu özetin anlamı açıktır: MHP faşist bir partidir ve her faşist parti gibi halk düşmanı ve ırkçıdır. Ancak bu gerçeği örtbas etmesi gerekmektedir. Bunun için kendisine maske gerekmektedir. Bu maskenin "fikri" alt yapısı "dokuz ışık doktrini"dir. Ancak merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söylermiş özdeyişindeki gibi "dokuz ışık doktrini"nin kendisi başlı başına MHP'nin halk düşmanı yüzünü göstermektedir. Bilindiği gibi ülkemizde sivil faşist hareketin MHP kurmaylığında örgütlenişi, otuz yılı aşan bir tarihe sahiptir. Bu süreç içerisinde MHP, oligarşinin ve emperyalizmin çıkarlarını cinayetleriyle, kitle katliamlarıyla savunan bir pratiğin örgütleyicisidir. Ancak MHP, bu çıkarları korurken sadece faşist teröre. katliamlara başvurmakla da kalmadı. Aynı zamanda yalan ve demogojileriyle kitleleri kandırmaya ve böylelikle de sömürü düzeninin bekasını sağlamayı amaçladı. MHP'nin kitlelerin karşısına yalan ve demogojiyle çıkışı, ifadesini Dokuz Işık Doktirini'nde buldu. Çünkü Dokuz Işık yarı-askeri niteliği ile terörcü, saldırgan bir kimlik taşıyan faşist harekete; bir "Fikir hareketi" görünümü vermekteydi. Ayrıca, o, kitlelerin duygu ve düşüncelerine, taleplerine cevap vermek iddiasında olduğu için, faşist hareketin kitleşelleşmesine de hizmet ediyordu. Neydi Dokuz Işık Doktirini'nin ilkeleri?
1- Milliyetçilik
2- Ülkücülük
3- Ahlakçılık
4- İlimcilik
5- Toplumculuk
6- Köylücülük
7- Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik
8- Gelişmecilik ve Halkçılık
9 -Endüstricilik ve Teknikcilik
Dokuz Işık Doktirini'ni Türkeş, 1965 yılında kendine klavuz yapmıştı. 16 sayfalık bir Broşür olarak kaleme alınan bu doktirin daha sonra genişletilerek 672 sayfalık bir programa dönüştürülmüştü. Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin 1967 yılındaki Kongresinde Türkeş, Milliyetçi-Toplumcu görüş olarak kabul ettirdiği bu ilkeleri pek çok etkilenmeler sonucu oluşturmuştu. "Milli Doktirin" olarak lanse edilmesine rağmen, ilkelerin büyük bölümü CHP'den, Alman ve İtalyan faşist parti programlarından alınmıştı. Keza Köylücülük ilkesi de, 27 Mayıs sonrası Milli Birlik Komitesi'nden atılıp sürgüne gönderildiği Hindistan'daki Köy Kalkındırma Projelerinden etkilenerek formüle edilmişti. Nehru'nun "Panciyak" adını verdiği bu proje sonucunda, tıpkı Türkeş'in Köylücülük ilkesinde amaçladığı gibi, tarım-kentler ya da köy-kentler oluşturulmuştu. Dokuz Işık Doktiri'nin bu eklektik, taklit niteliği bir yana, esas olarak dayandırıldığı maddi güçler ve hedeflediği sosyo-politik düzen açısından ele alınması gerekir. Türkeş, dünyadaki mevcut sistemleri fert, sınıf, millet esasına dayalı olmak üzere üç katagoriye ayırır. Fert esasına dayalı olan düzeni, patron ve sermayadarlara hizmet eden kapitalist düzen, sınıfa dayalı şekillenen düzeni komünist düzen; "millet" esasına dayalı olan düzeni ise Dokuz Işık Doktirinin Öngördüğü milliyetçi-toplumcu düzen olarak tanımlar. Tabii milliyetçi-toplumcu düzenin faşist düzen demek olduğunu bildiği için, bir düzeltme yapma ihtiyacı hisseder. "Dokuz Işık nasıl kapitalizmi, Marksist Sosyalizm'i reddediyorsa, Nasyonal sosyalizm ve faşizm'i reddeder, Nasyonal sosyalizm ve faşizm, kapitalizmin dejenere bir sapması olup insan hak ve hürriyetlerine inanmayan gerici diktatörlüklerdir."
|